Büyük Hezimet Balkan Harplerinde Osmanlı Ordusu

Stok Kodu:
9786053609841
Boyut:
155-230
Sayfa Sayısı:
548
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-11
Çeviren:
Gül Çağalı Güven
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9786053609841
202684
Büyük Hezimet Balkan Harplerinde Osmanlı Ordusu
Büyük Hezimet Balkan Harplerinde Osmanlı Ordusu
0.00

1912-13 Balkan Harpleri, Osmanlı İmparatorluğunun fiili sonunu ve müstakbel Türkiye Cumhuriyetinin siyasi ve demografik yapısını belirleyen dönüm noktasını teşkil ederler. Balkan ülkelerinin kurduğu ittifakın Trakya, Makedonya ve Arnavutluktaki Osmanlı ordularını imha etmesi neticesinde, Osmanlı Türkleri altı asırdan beri yerleştikleri Balkan topraklarını kaybettiler. Balkan Müslümanları, kendilerine uygulanan planlı veyahut anlık vahşet neticesi atalarının topraklarından sonsuza kadar çıkıp gitmek, muhacir olmak zorunda kaldılar. Balkan Harplerinin acı meyveleri, Osmanlı siyasetindeki son çok kültürlülük ve bir arada yaşama istencini de kırarak, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında doruğuna ulaşacak muazzam bir toplumsal trajedinin de temelini attı. Hülasa, nereden bakılırsa bakılsın, 1912-13ün olayları, dolaylı ve dolaysız etkileriyle, modern Balkan, Türk ve hatta bir ölçüde Ortadoğu halklarının kimliklerini tayin edici surette belirledi. Bütün bu kader çizici karakterine rağmen, Balkan Harplerinin özellikle de askeri yönü çok az sayıda bütüncül çalışmaya konu olmuştur. Bu boşluğu doldurmak üzere önemli bir adım atmış bulunan Amerikalı tarihçi Edward J. Erickson, hem Türkçede hem de diğer dillerde mevcut literatürü mukayeseli olarak kullandığı bu çalışmasıyla Osmanlı Ordusunun feci mağlubiyetine yeni bir ışık tutuyor. Yabancı hatıratlarda ve karşı propaganda eserlerinde düzen ile disiplini yerin dibine batırılan Osmanlı Ordusu, tam tersine, Alman akıl hocalarının otuz yıllık desteği neticesi muharip birlik teşkilatı ve yeni taarruz doktrinleri başta gelmek üzere birçok konuda çağdaşı pek çok Avrupalı ordudan bile ileri durumdaydı. Açıklıkla tespit ettiği bu avantajların siyasi entrikalar, beceriksiz istihbarat çalışmaları ve kötü planlama neticesi nasıl boşa harcanıp gittiğini ortaya çıkarmakla kalmayan Erickson; Osmanlı
askeriyesinin hatalarından çok çabuk öğrenen esnek zihin yapısını da başarıyla çözümleyerek, Birinci Dünya Savaşında tüm dünyayı şaşırtan Çanakkale ve Kut zaferlerinin maddi-manevi temellerini de gösteriyor. Bu titiz çalışma gerek Osmanlı gerek modern dünya askeri tarihine ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir ana başvuru kaynağı niteliğindedir.

1912-13 Balkan Harpleri, Osmanlı İmparatorluğunun fiili sonunu ve müstakbel Türkiye Cumhuriyetinin siyasi ve demografik yapısını belirleyen dönüm noktasını teşkil ederler. Balkan ülkelerinin kurduğu ittifakın Trakya, Makedonya ve Arnavutluktaki Osmanlı ordularını imha etmesi neticesinde, Osmanlı Türkleri altı asırdan beri yerleştikleri Balkan topraklarını kaybettiler. Balkan Müslümanları, kendilerine uygulanan planlı veyahut anlık vahşet neticesi atalarının topraklarından sonsuza kadar çıkıp gitmek, muhacir olmak zorunda kaldılar. Balkan Harplerinin acı meyveleri, Osmanlı siyasetindeki son çok kültürlülük ve bir arada yaşama istencini de kırarak, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında doruğuna ulaşacak muazzam bir toplumsal trajedinin de temelini attı. Hülasa, nereden bakılırsa bakılsın, 1912-13ün olayları, dolaylı ve dolaysız etkileriyle, modern Balkan, Türk ve hatta bir ölçüde Ortadoğu halklarının kimliklerini tayin edici surette belirledi. Bütün bu kader çizici karakterine rağmen, Balkan Harplerinin özellikle de askeri yönü çok az sayıda bütüncül çalışmaya konu olmuştur. Bu boşluğu doldurmak üzere önemli bir adım atmış bulunan Amerikalı tarihçi Edward J. Erickson, hem Türkçede hem de diğer dillerde mevcut literatürü mukayeseli olarak kullandığı bu çalışmasıyla Osmanlı Ordusunun feci mağlubiyetine yeni bir ışık tutuyor. Yabancı hatıratlarda ve karşı propaganda eserlerinde düzen ile disiplini yerin dibine batırılan Osmanlı Ordusu, tam tersine, Alman akıl hocalarının otuz yıllık desteği neticesi muharip birlik teşkilatı ve yeni taarruz doktrinleri başta gelmek üzere birçok konuda çağdaşı pek çok Avrupalı ordudan bile ileri durumdaydı. Açıklıkla tespit ettiği bu avantajların siyasi entrikalar, beceriksiz istihbarat çalışmaları ve kötü planlama neticesi nasıl boşa harcanıp gittiğini ortaya çıkarmakla kalmayan Erickson; Osmanlı
askeriyesinin hatalarından çok çabuk öğrenen esnek zihin yapısını da başarıyla çözümleyerek, Birinci Dünya Savaşında tüm dünyayı şaşırtan Çanakkale ve Kut zaferlerinin maddi-manevi temellerini de gösteriyor. Bu titiz çalışma gerek Osmanlı gerek modern dünya askeri tarihine ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir ana başvuru kaynağı niteliğindedir.

Kapat