Bilgiyi Yeniden İnşa Etmek Tanzimat Döneminde Mimarlık, Bilgi ve İktidar

Stok Kodu:
9789753332729
Boyut:
155-215
Sayfa Sayısı:
248
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9789753332729
154816
Bilgiyi Yeniden İnşa Etmek Tanzimat Döneminde Mimarlık, Bilgi ve İktidar
Bilgiyi Yeniden İnşa Etmek Tanzimat Döneminde Mimarlık, Bilgi ve İktidar
0.00

Son yıllarda, geleneksel tarihyazımı anlatılarından farklılaşan çalışmalar ile Tanzimat dönemi bir anlamda yeniden ele alınıyor. Bu yeni çalışmaların ortak yönünün dönemi Doğu - Batı ikilemine dayalı bilgi rejimlerinin dışına çıkarak okumak olduğu ileri sürülebilir. Göksun Akyürek de elinizdeki çalışmasında, mimarlık tarihi anlatılarında bir tür karanlık çağ olarak görüldüğünü ileri sürdüğü bu dönemi, doğru bilginin kuruluşuna ilişkin bir süreç olarak ele alıyor. Akyürek, bir yandan öznesi çoğunlukla merkezi yönetim olan bu dönemin mimari pratiklerini incelerken, diğer yandan bu mimari pratiklere paralel olarak geliştirilen söylemsel deneyimi aktarıyor. Böylece bilginin ve onu işleyen zihniyetin değişimi de bazı ilginç mimari durumlar eşliğinde gözler önüne seriliyor. Akyürek, ilk Osmanlı üniversitesi olduğu iddia edilen Darülfünunun inşaat sürecini, 1863 yılında İstanbulda hızla inşa edilerek açılışı yapılan Sergi-i Umûmî-i Osmâni binalarını ve kentin yeniden inşa sürecinin bir parçası olarak bu eşikte keşfedilen İstanbulun Bizans mirasına yönelik sınırlı restorasyon çalışmalarını incelerken, yeni bir bilgi alanının kuruluşunu özneler, söylem ve mimari pratikler bağlamında değerlendiriyor. Kitaba yazdığı Önsözde Uğur Tanyelinin de belirttiği gibi Akyürekin kitabı vaatleri de olan bir metin. Tüm iyi metinler gibi, kapsadıkları kadar, dolayımla akla getirdikleriyle ve harekete geçirdiği düşünme imkânlarıyla da önemli.

Son yıllarda, geleneksel tarihyazımı anlatılarından farklılaşan çalışmalar ile Tanzimat dönemi bir anlamda yeniden ele alınıyor. Bu yeni çalışmaların ortak yönünün dönemi Doğu - Batı ikilemine dayalı bilgi rejimlerinin dışına çıkarak okumak olduğu ileri sürülebilir. Göksun Akyürek de elinizdeki çalışmasında, mimarlık tarihi anlatılarında bir tür karanlık çağ olarak görüldüğünü ileri sürdüğü bu dönemi, doğru bilginin kuruluşuna ilişkin bir süreç olarak ele alıyor. Akyürek, bir yandan öznesi çoğunlukla merkezi yönetim olan bu dönemin mimari pratiklerini incelerken, diğer yandan bu mimari pratiklere paralel olarak geliştirilen söylemsel deneyimi aktarıyor. Böylece bilginin ve onu işleyen zihniyetin değişimi de bazı ilginç mimari durumlar eşliğinde gözler önüne seriliyor. Akyürek, ilk Osmanlı üniversitesi olduğu iddia edilen Darülfünunun inşaat sürecini, 1863 yılında İstanbulda hızla inşa edilerek açılışı yapılan Sergi-i Umûmî-i Osmâni binalarını ve kentin yeniden inşa sürecinin bir parçası olarak bu eşikte keşfedilen İstanbulun Bizans mirasına yönelik sınırlı restorasyon çalışmalarını incelerken, yeni bir bilgi alanının kuruluşunu özneler, söylem ve mimari pratikler bağlamında değerlendiriyor. Kitaba yazdığı Önsözde Uğur Tanyelinin de belirttiği gibi Akyürekin kitabı vaatleri de olan bir metin. Tüm iyi metinler gibi, kapsadıkları kadar, dolayımla akla getirdikleriyle ve harekete geçirdiği düşünme imkânlarıyla da önemli.

Kapat