Fatma Tülin

Stok Kodu:
9786058883222
Boyut:
135-215
Sayfa Sayısı:
393
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-02
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9786058883222
126489
Fatma Tülin
Fatma Tülin
0.00
Onun sanatı kendi pratiğinin artı ve eksilerinden doğan bir süreçten besleniyor. Neredeyse kırk yıldır kendi tecrübesinin sıkıntı, zaaf ve zaferlerini soluyor. Bu tabii ki pür bir saflık belirtisi değil. Üretimindeki işaretler başka sanatçılarla kökensel bir akrabalık içerisinde. Bakar bakmaz eşleştirebileceğimiz bir yanyanalıktan söz edemiyoruz ama imgeyi keşfetme yollarını didikleyen, kendi pratiği üzerine düşünen, bir düşünceyi dayanabileceği son noktaya kadar itekleyen tüm sanatçılarla arasında ortak işaretler bulunabilir. Tüm bu sanatçılar gibi bir bakış hattı kurmuştur Fatma Tülin. Zamana yayılan, başı ve sonu birbirinin içinde dolanan, imgeyle uğraşmanın ard arda sürmesi gereken bir tecrübe olduğuna inanan bir bakıştır bu. Zaten her bir örnek peşisıra izlenmesi gerektiğini hissettirir izleyicisine. Ancak bu ardıllık, bir dizi halinde ilerleyen üretim pratiği, başı sonu belli olan lineer bir akış kurmuyor. Bunu sonsuz bir sarmal veya kendi üzerine katlanan bir helezon olarak tarif etmek en doğrusu. Tek bir imge, piramidin tepesindekini yüceltmiyor onun yerine sonsuz bir platoda yan yana dizilen birbirinin içerisine geçmiş düğümlere dönüşüyor. Bu kitap, bu düğümlerin birbirlerinin içerisinde nasıl dolandıklarını, ilk günle bugün arasındaki organik bağlantıyı, zamanın şimdiden ileriye değil bazen bir kırılma bazen de bir davet olarak geleceği geçmişe taşıyabildiğini gösteren bir işleyişe sahip. Fatma Tülinin sanatındaki saplantıları, coşkuları, arayışları ve keşifleri bir düzleme taşımaya çalışıyor. Zamanın tanığı olarak sözler ve metinler eşlik ediyor bu imgelere. Dönemin önemli isimlerinin değerlendirmeleri, bakışları ve eleştirileri onun sanatına düşünsel olarak ortak olan bir grup yazara ait. En önemlisi, Fatma Tülin hiç olmadığı kadar kendisinden ve üretim biçiminden söz ediyor bu kitapta. Şimdiye kadar gerçekleştirdiği en uzun mülakatı veriyor okuyucusuna. Çıplak bir gözle bu yayını bir olgunluk döneminin kutsanması olarak adlandırmak mümkün. O ve onunla birlikte tüm olasılıkların hazır olduğu bir zaman dilimi bu. Bu kitap aynı zamanda, sözünü ettiğim sarmalımsı veya helezonik yapıyı gösterebilmek için yıllar içerisinde onun yanından ayrılmayan izleyicilerin büyük bir merak ve hazla takip edebilecekleri eşsiz bir fırsat.
Levent Çalıkoğlu
Onun sanatı kendi pratiğinin artı ve eksilerinden doğan bir süreçten besleniyor. Neredeyse kırk yıldır kendi tecrübesinin sıkıntı, zaaf ve zaferlerini soluyor. Bu tabii ki pür bir saflık belirtisi değil. Üretimindeki işaretler başka sanatçılarla kökensel bir akrabalık içerisinde. Bakar bakmaz eşleştirebileceğimiz bir yanyanalıktan söz edemiyoruz ama imgeyi keşfetme yollarını didikleyen, kendi pratiği üzerine düşünen, bir düşünceyi dayanabileceği son noktaya kadar itekleyen tüm sanatçılarla arasında ortak işaretler bulunabilir. Tüm bu sanatçılar gibi bir bakış hattı kurmuştur Fatma Tülin. Zamana yayılan, başı ve sonu birbirinin içinde dolanan, imgeyle uğraşmanın ard arda sürmesi gereken bir tecrübe olduğuna inanan bir bakıştır bu. Zaten her bir örnek peşisıra izlenmesi gerektiğini hissettirir izleyicisine. Ancak bu ardıllık, bir dizi halinde ilerleyen üretim pratiği, başı sonu belli olan lineer bir akış kurmuyor. Bunu sonsuz bir sarmal veya kendi üzerine katlanan bir helezon olarak tarif etmek en doğrusu. Tek bir imge, piramidin tepesindekini yüceltmiyor onun yerine sonsuz bir platoda yan yana dizilen birbirinin içerisine geçmiş düğümlere dönüşüyor. Bu kitap, bu düğümlerin birbirlerinin içerisinde nasıl dolandıklarını, ilk günle bugün arasındaki organik bağlantıyı, zamanın şimdiden ileriye değil bazen bir kırılma bazen de bir davet olarak geleceği geçmişe taşıyabildiğini gösteren bir işleyişe sahip. Fatma Tülinin sanatındaki saplantıları, coşkuları, arayışları ve keşifleri bir düzleme taşımaya çalışıyor. Zamanın tanığı olarak sözler ve metinler eşlik ediyor bu imgelere. Dönemin önemli isimlerinin değerlendirmeleri, bakışları ve eleştirileri onun sanatına düşünsel olarak ortak olan bir grup yazara ait. En önemlisi, Fatma Tülin hiç olmadığı kadar kendisinden ve üretim biçiminden söz ediyor bu kitapta. Şimdiye kadar gerçekleştirdiği en uzun mülakatı veriyor okuyucusuna. Çıplak bir gözle bu yayını bir olgunluk döneminin kutsanması olarak adlandırmak mümkün. O ve onunla birlikte tüm olasılıkların hazır olduğu bir zaman dilimi bu. Bu kitap aynı zamanda, sözünü ettiğim sarmalımsı veya helezonik yapıyı gösterebilmek için yıllar içerisinde onun yanından ayrılmayan izleyicilerin büyük bir merak ve hazla takip edebilecekleri eşsiz bir fırsat.
Levent Çalıkoğlu
Kapat