Gazetecilikte Bir Ömür

Stok Kodu:
9786054534616
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
344
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-10
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9786054534616
216997
Gazetecilikte Bir Ömür
Gazetecilikte Bir Ömür
0.00
Gazeteci yaşadığı çağın tanığıdır. O'nun bu tanıklığı, haberleri, yazıları, deklanşöründen kareler, anıları, notları bir dönemi, bir olayı, bir insanı daha yakından tanımamızı sağlar. İşte gazeteciliğe bir ömür vermiş, emektar bir ustanın kaleminden yeni bir kitap: "Gazetecilikte Bir Ömür".
"Atatürk'le 30 Yıl" isimli unutulmaz kitabın yazarı Nuyan Yiğit, önsözünü basınımızın duayen isimlerinden Hıfzı Topuz'un yazdığı kitabında, 1 Eylül 1948'de başladığı ve 90'lı yıllara kadar devam eden meslek hayatını, Babıali'yi, basın tarihimizin uzunca bir dönemini, Türkiye'nin de dünyanın önemli süreçlerinde yaşananlarla birlikte anlatıyor.

"Ben bir gazeteciyim. Yaşamım süresinde başka hiçbir iş yapmadım ancak gazetecilik ile ilgili, ilişkili her çeşit işin içinde bulundum" sözleriyle başlıyor kitabına Yiğit ve devam ediyor: "Gazetecilik, bir anlamda 'söz'ün yani 'kelam'ın 'kalem'e, yani yazıya dökülmesiydi... 'Erbabı kalem'den sayılarak ömür tüketmiş oldum."
1927'de merhaba dediği yaşamında Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi Bey, Ruşen Eşref Ünaydın, Falih Rıfkı Atay, Ahmet Ağaoğlu, Refik Şefket İnce, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Muhittin Baha Pars gibi bugün tarih kitaplarına isimleri kazınmış bu insanların her birini, daha küçük bir çocukken canlı canlı dinlemiş Nuyan Yiğit.
Atatürk'ü 1935 yılında Büyükada'da görmüş; "Elini öpüp onunla konuşmuş ve hatta onun savaş oyununa katılmıştım. Gazoz kapaklarıyla yapılan savaşta Atatürk?ün bir askeriydim. Yarım saat süren o ilk askerliğim, onun ölümüne dek belleğimde kaldı..."
Neler yok ki Nuyan Yiğit'in kitabında; "Babıâli'ye Özlem", "Cumhuriyet Yılları", "Bir Kravatın Azizliği", "Zoraki Yalanla", "Beyaz Kalan Sütunlar", "Seçimler", "Kennedy", "Yassıad"a, "Menderes", "Ulus Gazetesi", "Hürriyet Gazetesi", "Haber Ajansı", "Yurtdışı Gezileri", "Kıbrıs", "Türk Basın Enstitüsü", "Habeş Kahvesi", "Londra?ya Gidiş", "Kraliçenin Ziyareti", "Günaydın Gazetesi", "Çile Çektiren Görevler", "İki Ölüm", "Kissinger Cento Toplantısı", "Türkiye'de Acı Günler", "12 Eylül 1980", "Savaşlar", "Papa Suikasti", "Diana?nın Düğünü", "Bond'lar", "Basındaki Büyüme"... ve daha nicesi...
Ve kitabın sonunda her dönemin belleği fotoğraflar yer alıyor.

HIFZI TOPUZ: "GENÇ KUŞAKLARIN BU ANILARDAN ÖĞRENECEĞİ ÇOK ŞEY VAR"
Kitabın önsözünü basınımızın duayen isimlerinden Hıfzı Topuz yazdı. "Sevgili Nuyan Yiğit?in anıları beni 65 yıl geriye götürdü" diyen Topuz, şöyle devam ediyor: "Tatlı bir burukluk ve hüzünlü bir özlemle okudum o anıları. Gazeteciliğe başladığım yıllardaki dostlarımı buldum orada. Ne yazık ki onların hiçbiri aramızda değil. Basın tarihinin karanlık yaprakları arasında yok olup gittiler. Birçoğunun adı bile kalmadı. Genç kuşaklar onların hiçbirini tanımıyor. Oysa onlar bir tarih yazdılar. Gazeteciliğin 50'li, 60'lı, 70'li yıllardaki tarihini.
Nuyan Yiğit?in yazılarını o tatlı günlerden bir anı olarak okudum. Genç kuşakların bu anılardan öğreneceği çok şeyler var. İletişim fakültelerinde okuyan gençlere Nuyan'ın kitabını içtenlikle öneririm. Anılar onlara masal gibi gelecek..."
Gazeteci yaşadığı çağın tanığıdır. O'nun bu tanıklığı, haberleri, yazıları, deklanşöründen kareler, anıları, notları bir dönemi, bir olayı, bir insanı daha yakından tanımamızı sağlar. İşte gazeteciliğe bir ömür vermiş, emektar bir ustanın kaleminden yeni bir kitap: "Gazetecilikte Bir Ömür".
"Atatürk'le 30 Yıl" isimli unutulmaz kitabın yazarı Nuyan Yiğit, önsözünü basınımızın duayen isimlerinden Hıfzı Topuz'un yazdığı kitabında, 1 Eylül 1948'de başladığı ve 90'lı yıllara kadar devam eden meslek hayatını, Babıali'yi, basın tarihimizin uzunca bir dönemini, Türkiye'nin de dünyanın önemli süreçlerinde yaşananlarla birlikte anlatıyor.

"Ben bir gazeteciyim. Yaşamım süresinde başka hiçbir iş yapmadım ancak gazetecilik ile ilgili, ilişkili her çeşit işin içinde bulundum" sözleriyle başlıyor kitabına Yiğit ve devam ediyor: "Gazetecilik, bir anlamda 'söz'ün yani 'kelam'ın 'kalem'e, yani yazıya dökülmesiydi... 'Erbabı kalem'den sayılarak ömür tüketmiş oldum."
1927'de merhaba dediği yaşamında Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi Bey, Ruşen Eşref Ünaydın, Falih Rıfkı Atay, Ahmet Ağaoğlu, Refik Şefket İnce, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Muhittin Baha Pars gibi bugün tarih kitaplarına isimleri kazınmış bu insanların her birini, daha küçük bir çocukken canlı canlı dinlemiş Nuyan Yiğit.
Atatürk'ü 1935 yılında Büyükada'da görmüş; "Elini öpüp onunla konuşmuş ve hatta onun savaş oyununa katılmıştım. Gazoz kapaklarıyla yapılan savaşta Atatürk?ün bir askeriydim. Yarım saat süren o ilk askerliğim, onun ölümüne dek belleğimde kaldı..."
Neler yok ki Nuyan Yiğit'in kitabında; "Babıâli'ye Özlem", "Cumhuriyet Yılları", "Bir Kravatın Azizliği", "Zoraki Yalanla", "Beyaz Kalan Sütunlar", "Seçimler", "Kennedy", "Yassıad"a, "Menderes", "Ulus Gazetesi", "Hürriyet Gazetesi", "Haber Ajansı", "Yurtdışı Gezileri", "Kıbrıs", "Türk Basın Enstitüsü", "Habeş Kahvesi", "Londra?ya Gidiş", "Kraliçenin Ziyareti", "Günaydın Gazetesi", "Çile Çektiren Görevler", "İki Ölüm", "Kissinger Cento Toplantısı", "Türkiye'de Acı Günler", "12 Eylül 1980", "Savaşlar", "Papa Suikasti", "Diana?nın Düğünü", "Bond'lar", "Basındaki Büyüme"... ve daha nicesi...
Ve kitabın sonunda her dönemin belleği fotoğraflar yer alıyor.

HIFZI TOPUZ: "GENÇ KUŞAKLARIN BU ANILARDAN ÖĞRENECEĞİ ÇOK ŞEY VAR"
Kitabın önsözünü basınımızın duayen isimlerinden Hıfzı Topuz yazdı. "Sevgili Nuyan Yiğit?in anıları beni 65 yıl geriye götürdü" diyen Topuz, şöyle devam ediyor: "Tatlı bir burukluk ve hüzünlü bir özlemle okudum o anıları. Gazeteciliğe başladığım yıllardaki dostlarımı buldum orada. Ne yazık ki onların hiçbiri aramızda değil. Basın tarihinin karanlık yaprakları arasında yok olup gittiler. Birçoğunun adı bile kalmadı. Genç kuşaklar onların hiçbirini tanımıyor. Oysa onlar bir tarih yazdılar. Gazeteciliğin 50'li, 60'lı, 70'li yıllardaki tarihini.
Nuyan Yiğit?in yazılarını o tatlı günlerden bir anı olarak okudum. Genç kuşakların bu anılardan öğreneceği çok şeyler var. İletişim fakültelerinde okuyan gençlere Nuyan'ın kitabını içtenlikle öneririm. Anılar onlara masal gibi gelecek..."
Kapat