Kitaba Adını Veren Şiir

Stok Kodu:
9789750816161
Boyut:
160-160
Sayfa Sayısı:
112
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9789750816161
109990
Kitaba Adını Veren Şiir
Kitaba Adını Veren Şiir
0.00
o bir çiçek yaratmış, hem bakakal
hem dağ-bayır, kırıverir ellerim
o bir saat yaratmış, hem peh peh peh
dikenli, hem kalbimi gözeten
a çocuk, a cıvıl, a pek kurnaz, kibar da

o varsa

Tadımlık



mukabele

dumanın boğum boğum fışkırması canda mahşer günü
kestirip atmamak adına parça mıncık deşifre
neyi sevdiğini bilmeden sevme saflığına
siyasetten anlamama denir
üzüldüğünü gerçekten gösterememe beceriksizliğine
gargara oluk oluk zuhur
evire çevire bu şeyleri kitabına uydurma...
ön hücum hattı kadınlarla evlenme...
naz niyaz ehli birkaç çocuk peydahlama...
ve merhamet çağrılarını anlamlı bulmalar
en azından
kestirip atmamak adına



zayıf vücutlulara karşı öfkeli beyin dokusu
sıvılarımız varmış köpürtülüp içilecek
(bir roman başı sonu yalapşap)
zevk merkezlerine gönderilen tekdüze sinyal
(başka kapıya masası epeydir)
sıyrılamama alışkanlığıyla her gördüğünden
(ve her gördüğüne su gibi akmaktan)
şen şakrak topallayışı kendinde bitmiş biteceğin
(kucak perisi tarzında yorgun nakış nakarat)
bu roman eğri büğrü (ortası da boş)



amaçlanan patırtı
bir zan bahçesinin uğultusu biterim bayat fantazilere
şimdilerde arızaya ve duygusallığa bağlanan eleman
sorar bakalım şevki beyi tanıyor muyuz
erken ölen değil bestekâr değil safdışı bırakılan arkadaş
bize eşlik edemeyecek öyle ya tazecik hemencecik
yüzü kedi gözü balık... sok çıkarcı değilim ben
apar topar cennete her eziklik anında
kalkıp gelecek bir aşk hakemi... isim neydi sizin
görgüsüz gerçeklerden hakaretle... duygu kalıntıları
bir bıçak sadasını geriye sarıp... ayrı gayrı
olabilirmiş gibi
olamazmış gibi bir kuş dili makad nahiyesinde



sandım ki görülmeye değer
laser kesim çörek börek
ilk gayret sondan bir önceki gayret
haltlar karıştıranlara mahsus
helvacı geldi gidiyor sesi
birinin ardına düşmekti
rüştünü ispat



kendini tenezzülsüz salıverme
sevişirken âşık olan, ergen gözü üzerinden atamaz
ergen göz, katlanan keyif
zarif yüksünmeler, her ilgiden pay almaya
şanındandır, kabalık etmeme tenezzülüyle
cümle kuramıyorum derdi
kendimi ne belledimleri takiben
bakacağın yeri bilmek, ilave emir
sinirli tarafı etin
ergenlik coşturmaktır kâğıtları
köşe bucağı kirletmeye
elindeki orak değil sicim, bu başka kalite sicim
eller boynunda, kendine iyi davranma külfetiyle
ergen eller sevişmeci, ergen eller sakit



collective interlocking
birinin başını döndürmeye çalışacaksın
o dönüp bakacak mı bakmayacak
diğerleri kul indinde pezevenk
fedaya düşeceğiz amana değil
mıntıkamızda habire yanıp tutuşma
yeni sevgiliye sorulan maaşın var mı sorusu
mazur göreceğiz bunu da



belayı satın alma
derin söz telegrafı delidolu gelip
can yakıcı his pazarına iniyor
bu nasıl bir pazar konusuna hiç girmiyorum
bu sayılabilir mi bana bulaşmanın gerçek anlamı
o sana dokunduysa sen de onu bitir tavsiyesi
acımasızlık taslayan hallere imrene imrene

beklenmeyen ilgi sonunda geliyor ve hiç gitmiyor
nasıl bir ilgi konusuna hiç girmiyorum



aaaa bir sevgili buldum
hayattaki buraya takılı
gizli cüret kapışması kapışalım
çift forte göz dikmiş daha çok şey ummaya
oturtalım neşemizi
varsın zerrece sürsün
bir haber göndermeyecektik sizin o tarafa
ama olsun



yan yanalık sanatı
şuncağız ezberime vuruyor oncağız
hani demek isterim ki...
her gözü korkutucu
kıyıya inen merdiven
akşama kadar akşamsızlık
dediği bu
caiz tabirleri kemirerek
yumuk yumuk gözleriyle
neyi özleyeceğim temposunu tutturmuş
nimetdert
dallı güllü ufacık imparatorluğu
lime lime mevzilenmede
her yerde bu nimetdert
o bir çiçek yaratmış, hem bakakal
hem dağ-bayır, kırıverir ellerim
o bir saat yaratmış, hem peh peh peh
dikenli, hem kalbimi gözeten
a çocuk, a cıvıl, a pek kurnaz, kibar da

o varsa

Tadımlık



mukabele

dumanın boğum boğum fışkırması canda mahşer günü
kestirip atmamak adına parça mıncık deşifre
neyi sevdiğini bilmeden sevme saflığına
siyasetten anlamama denir
üzüldüğünü gerçekten gösterememe beceriksizliğine
gargara oluk oluk zuhur
evire çevire bu şeyleri kitabına uydurma...
ön hücum hattı kadınlarla evlenme...
naz niyaz ehli birkaç çocuk peydahlama...
ve merhamet çağrılarını anlamlı bulmalar
en azından
kestirip atmamak adına



zayıf vücutlulara karşı öfkeli beyin dokusu
sıvılarımız varmış köpürtülüp içilecek
(bir roman başı sonu yalapşap)
zevk merkezlerine gönderilen tekdüze sinyal
(başka kapıya masası epeydir)
sıyrılamama alışkanlığıyla her gördüğünden
(ve her gördüğüne su gibi akmaktan)
şen şakrak topallayışı kendinde bitmiş biteceğin
(kucak perisi tarzında yorgun nakış nakarat)
bu roman eğri büğrü (ortası da boş)



amaçlanan patırtı
bir zan bahçesinin uğultusu biterim bayat fantazilere
şimdilerde arızaya ve duygusallığa bağlanan eleman
sorar bakalım şevki beyi tanıyor muyuz
erken ölen değil bestekâr değil safdışı bırakılan arkadaş
bize eşlik edemeyecek öyle ya tazecik hemencecik
yüzü kedi gözü balık... sok çıkarcı değilim ben
apar topar cennete her eziklik anında
kalkıp gelecek bir aşk hakemi... isim neydi sizin
görgüsüz gerçeklerden hakaretle... duygu kalıntıları
bir bıçak sadasını geriye sarıp... ayrı gayrı
olabilirmiş gibi
olamazmış gibi bir kuş dili makad nahiyesinde



sandım ki görülmeye değer
laser kesim çörek börek
ilk gayret sondan bir önceki gayret
haltlar karıştıranlara mahsus
helvacı geldi gidiyor sesi
birinin ardına düşmekti
rüştünü ispat



kendini tenezzülsüz salıverme
sevişirken âşık olan, ergen gözü üzerinden atamaz
ergen göz, katlanan keyif
zarif yüksünmeler, her ilgiden pay almaya
şanındandır, kabalık etmeme tenezzülüyle
cümle kuramıyorum derdi
kendimi ne belledimleri takiben
bakacağın yeri bilmek, ilave emir
sinirli tarafı etin
ergenlik coşturmaktır kâğıtları
köşe bucağı kirletmeye
elindeki orak değil sicim, bu başka kalite sicim
eller boynunda, kendine iyi davranma külfetiyle
ergen eller sevişmeci, ergen eller sakit



collective interlocking
birinin başını döndürmeye çalışacaksın
o dönüp bakacak mı bakmayacak
diğerleri kul indinde pezevenk
fedaya düşeceğiz amana değil
mıntıkamızda habire yanıp tutuşma
yeni sevgiliye sorulan maaşın var mı sorusu
mazur göreceğiz bunu da



belayı satın alma
derin söz telegrafı delidolu gelip
can yakıcı his pazarına iniyor
bu nasıl bir pazar konusuna hiç girmiyorum
bu sayılabilir mi bana bulaşmanın gerçek anlamı
o sana dokunduysa sen de onu bitir tavsiyesi
acımasızlık taslayan hallere imrene imrene

beklenmeyen ilgi sonunda geliyor ve hiç gitmiyor
nasıl bir ilgi konusuna hiç girmiyorum



aaaa bir sevgili buldum
hayattaki buraya takılı
gizli cüret kapışması kapışalım
çift forte göz dikmiş daha çok şey ummaya
oturtalım neşemizi
varsın zerrece sürsün
bir haber göndermeyecektik sizin o tarafa
ama olsun



yan yanalık sanatı
şuncağız ezberime vuruyor oncağız
hani demek isterim ki...
her gözü korkutucu
kıyıya inen merdiven
akşama kadar akşamsızlık
dediği bu
caiz tabirleri kemirerek
yumuk yumuk gözleriyle
neyi özleyeceğim temposunu tutturmuş
nimetdert
dallı güllü ufacık imparatorluğu
lime lime mevzilenmede
her yerde bu nimetdert
Kapat