Osmanlı İmparatorluğu’nda Sarraflık - Rumlar, Museviler, Frenkler, Ermeniler (1650-1850)

Stok Kodu:
9789750840180
Boyut:
16 x 24 cm
Sayfa Sayısı:
208
Basım Yeri:
İstanbul
Basım Tarihi:
2017-07
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%25 indirimli
0,00
0,00
9789750840180
225205
Osmanlı İmparatorluğu’nda Sarraflık - Rumlar, Museviler, Frenkler, Ermeniler (1650-1850)
Osmanlı İmparatorluğu’nda Sarraflık - Rumlar, Museviler, Frenkler, Ermeniler (1650-1850)
0.00

“Osmanlı İmparatorluğu’nda Sarraflık”, imparatorluğun en sıkıntılı dönemlerinde sultan ve devlet erkânına verdikleri maddi desteklerle hep hedefte olan amira, sarraf, banker ya da para adamları olarak adlandırılan gayrimüslim tüccarların, gerek mimari, gerek sanayi alanlarında oynadıkları ilerici rolün ve Osmanlı İmparatorluğu’na sağladıkları katkıların altını çiziyor.
Tarihçi Onnik Jamgoçyan, çoğu ilk kez gün ışığına çıkan konsolosluk arşiv kayıtlarındaki yazışmalardan yararlanarak, sonu genellikle hüsranla biten –idam, müsadere, sürgün– bu mali sınıfın hüzünlü hikâyesini anlatıyor.
“Bütün kalbimle umut ediyorum ki okur bir dönem Türklerin, Musevilerin, Rumların, Frenklerin ve Ermenilerin komşu olabildikleri, beraber yaşayıp çalışabildikleri, birbirleriyle konuşabildikleri, hatta birbirlerini sevebildiklerini görecektir. Çünkü onların verdiği ve bugün daha önce hiç olmadığı kadar güncel olan bu mesaj tarihçilerin olaylara başka türlü yaklaşımını hak ediyor.”

“Osmanlı İmparatorluğu’nda Sarraflık”, imparatorluğun en sıkıntılı dönemlerinde sultan ve devlet erkânına verdikleri maddi desteklerle hep hedefte olan amira, sarraf, banker ya da para adamları olarak adlandırılan gayrimüslim tüccarların, gerek mimari, gerek sanayi alanlarında oynadıkları ilerici rolün ve Osmanlı İmparatorluğu’na sağladıkları katkıların altını çiziyor.
Tarihçi Onnik Jamgoçyan, çoğu ilk kez gün ışığına çıkan konsolosluk arşiv kayıtlarındaki yazışmalardan yararlanarak, sonu genellikle hüsranla biten –idam, müsadere, sürgün– bu mali sınıfın hüzünlü hikâyesini anlatıyor.
“Bütün kalbimle umut ediyorum ki okur bir dönem Türklerin, Musevilerin, Rumların, Frenklerin ve Ermenilerin komşu olabildikleri, beraber yaşayıp çalışabildikleri, birbirleriyle konuşabildikleri, hatta birbirlerini sevebildiklerini görecektir. Çünkü onların verdiği ve bugün daha önce hiç olmadığı kadar güncel olan bu mesaj tarihçilerin olaylara başka türlü yaklaşımını hak ediyor.”

Kapat