Tasavvuf Metafiziği - Sadreddin Konevi Kitaplığı

Stok Kodu:
9786055107888
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
207
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-01
Çeviren:
Ekrem Demirli
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9786055107888
217538
Tasavvuf Metafiziği - Sadreddin Konevi Kitaplığı
Tasavvuf Metafiziği - Sadreddin Konevi Kitaplığı
0.00
Hz. Peygamber ?Allah'ım! Bana eşyanın hakikatini olduğu hal üzere göster/ buyurur. Günlük meşguliyetler içerisinde ruhumuzun en ° derininde gizlenmiş en saklı talebimizi bundan daha iyi özetleyecek bir £ cümle olamazdı herhalde! 'Eşyanın hakikatini olduğu hal üzere görmek 'g insanlığın kendini ifade edebildiği devirlerden beri aradığı idealdir. Mitolojiler üzerindeki araştırmalar bu metinlerdeki temel meselenin 'hakikati arama' olduğunu gösteriyor. Platon'un 'mağara' istiaresinin ana sorunu gölgelerle yetinmek yerine 'hakikati tanıma' cesaretini göstermenin insanı insan yapan yegâne imkân olduğuydu. Hakikati arama talebi farklı bilim ve düşünce havzalarının izlerini taşıyarak islan metafizik geleneğinde nihai formunu buldu. Bu gelenekte artık hakikat arama arzusu büyük filozoflara mahsus bir ayrıcalık değil, her bir ferdir peşinde olduğu bir 'insanlık ödevi' sayıldı. 'Hakikat' farklı bağlamlarda yeni isimler kazanarak Müslümanların-hayatının merkezine yerleşti: İnsan-Allah ilişkisinde sahih iman ve marifet, ferdi ve içtimai fiillerimiz için 'adalet', sanat ve estetik alanında ise 'güzellik' kavramı 'salt hakikat'i temsil etti. Hakikate ufaşmanın neticesi ise 'huzur' ve saadettir. Bütün bu kavramlar, varlıklarını ve gerçekliklerini 'hakikatler hakikati' Cenab-ı Hak'tan kazanarak var olurlar.
Tasavvuf Metafiziği (Miftâhü'l-Gayb), büyük metafizikçi Sadreddin Konevî'nin insan-Allah ve âlem ilişkilerinde 'hakikat' meselesini ele aldığı İslam metafizik geleneğinin başyapıtıdır.
Ekrem Demirli
Hz. Peygamber ?Allah'ım! Bana eşyanın hakikatini olduğu hal üzere göster/ buyurur. Günlük meşguliyetler içerisinde ruhumuzun en ° derininde gizlenmiş en saklı talebimizi bundan daha iyi özetleyecek bir £ cümle olamazdı herhalde! 'Eşyanın hakikatini olduğu hal üzere görmek 'g insanlığın kendini ifade edebildiği devirlerden beri aradığı idealdir. Mitolojiler üzerindeki araştırmalar bu metinlerdeki temel meselenin 'hakikati arama' olduğunu gösteriyor. Platon'un 'mağara' istiaresinin ana sorunu gölgelerle yetinmek yerine 'hakikati tanıma' cesaretini göstermenin insanı insan yapan yegâne imkân olduğuydu. Hakikati arama talebi farklı bilim ve düşünce havzalarının izlerini taşıyarak islan metafizik geleneğinde nihai formunu buldu. Bu gelenekte artık hakikat arama arzusu büyük filozoflara mahsus bir ayrıcalık değil, her bir ferdir peşinde olduğu bir 'insanlık ödevi' sayıldı. 'Hakikat' farklı bağlamlarda yeni isimler kazanarak Müslümanların-hayatının merkezine yerleşti: İnsan-Allah ilişkisinde sahih iman ve marifet, ferdi ve içtimai fiillerimiz için 'adalet', sanat ve estetik alanında ise 'güzellik' kavramı 'salt hakikat'i temsil etti. Hakikate ufaşmanın neticesi ise 'huzur' ve saadettir. Bütün bu kavramlar, varlıklarını ve gerçekliklerini 'hakikatler hakikati' Cenab-ı Hak'tan kazanarak var olurlar.
Tasavvuf Metafiziği (Miftâhü'l-Gayb), büyük metafizikçi Sadreddin Konevî'nin insan-Allah ve âlem ilişkilerinde 'hakikat' meselesini ele aldığı İslam metafizik geleneğinin başyapıtıdır.
Ekrem Demirli
Kapat