Zamandan Bir Ses Milliyetçi Olmayan Yorumlar 2002-2008

Stok Kodu:
9786051050218
Boyut:
165-235
Sayfa Sayısı:
353
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009-04
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9786051050218
109509
Zamandan Bir Ses
Zamandan Bir Ses Milliyetçi Olmayan Yorumlar 2002-2008
0.00
Ben Herkül Millası 1986da tanıdım; Ankara doğumlu bir Rum idi. Atletizmde Türkiye birincisi oldu. TİPliydi. Robert Kolejde okumuş bir inşaat mühendisi Dünyanın herhangi bir ülkesinde azınlık olan kişi her ülkede azınlık muamelesi görür; anavatanında bile. ... Türkiye artık gayrimüslimler için yaşanabilecek yer olmaktan çıktıktan sonra Yunanistana göçtü. Herkül çok sıkıntı çekmiş bir Rum olarak, Yunanistana gidince birçok benzerleri gibi Yunan milliyetçisi olabilirdi... Huysuz oldu. Her şeye itiraz eden, her şeye mesafeli kalan, doğuştan muhalif, nihilist. Ama hayrettir, bu nitelikleri süblime etmeyi becerdi. Yani çok olumsuzdan kaçabilmek için çok olumluya attı kendini. Bu da onu Herkül Millas yaptı: Varlığını Türk-Yunan varlığına (dostluğuna) armağan eden. Her türlü milliyetçiliğe, her türlü ırkçılığa, her türlü din ayrımcılığına ve saireye blok biçimde karşı çıkan. Farklılıklar arasında mutlaka bir uzlaşma zemini olduğuna inanan ve onu arayan. Kurbanlarından olduğu ayrımcılığı ortadan kaldırmaya çalışan. Her iki devletin ders kitaplarını röntgene koyup olumsuzlukları teşhir eden. Batı Trakya Türklerine Türkçe ders kitabı yazan. Sayınız. Yunanistanda yaşayan Marksist kökenli bir Rum olan bir inşaat mühendisinin Mülkiyede siyaset bilimi doktorası yaparak İslamcı Zaman gazetesinde köşe yazarı olması, kültürel olarak parçalanmış Türkiyede parçalar arası ortak bir dil araması bunun sonuçlarından sadece biri olsa gerek. Ve bu sonucun anlamının üzerinde durmak gerek Zamanda çıkan yazılardan oluşan bu kitabın ciddi özellikleri var: Hem Türkiyede hem Yunanistanda okunacak biçimde yazılmış olması. Hiç taraf tutmadan, her iki tarafın da zülfü yârine dokunması. Dokunulmaz temalara saldırması: Tarihin bizi nasıl köleleştirdiği. Öğrenilen ulusal/dinsel kimliklerin bizi nasıl birbirimizin gözünü oymaya götürdüğü. Bunları AB felsefesi ve ilkeleri bağlamında mutlaka aşmak gerektiği. Son bölüm, yeni Türkiyeyi tahlil açısından daha da ilginç gelebilir: Milliyetçiliği yermek yüzünden Türk ulusalcılarının kendisine ve yazdığı gazeteye yönelttiği saldırılara karşı solcuların değil İslamcıların destek vermesi olayı. Bu husus, daha düne kadar din ile milliyetçiliğin can ciğer kuzu sarması olduğu bir Türkiyede, İslamcı hareketin ekonomik ve toplumsal gelişmeler sonucu nasıl kendi klasik kalıpları dışına çıkmaya başladığına ilişkin ipuçları verebilir. Baskın Oranın bu kitaba yazdığı Önsözden.
Ben Herkül Millası 1986da tanıdım; Ankara doğumlu bir Rum idi. Atletizmde Türkiye birincisi oldu. TİPliydi. Robert Kolejde okumuş bir inşaat mühendisi Dünyanın herhangi bir ülkesinde azınlık olan kişi her ülkede azınlık muamelesi görür; anavatanında bile. ... Türkiye artık gayrimüslimler için yaşanabilecek yer olmaktan çıktıktan sonra Yunanistana göçtü. Herkül çok sıkıntı çekmiş bir Rum olarak, Yunanistana gidince birçok benzerleri gibi Yunan milliyetçisi olabilirdi... Huysuz oldu. Her şeye itiraz eden, her şeye mesafeli kalan, doğuştan muhalif, nihilist. Ama hayrettir, bu nitelikleri süblime etmeyi becerdi. Yani çok olumsuzdan kaçabilmek için çok olumluya attı kendini. Bu da onu Herkül Millas yaptı: Varlığını Türk-Yunan varlığına (dostluğuna) armağan eden. Her türlü milliyetçiliğe, her türlü ırkçılığa, her türlü din ayrımcılığına ve saireye blok biçimde karşı çıkan. Farklılıklar arasında mutlaka bir uzlaşma zemini olduğuna inanan ve onu arayan. Kurbanlarından olduğu ayrımcılığı ortadan kaldırmaya çalışan. Her iki devletin ders kitaplarını röntgene koyup olumsuzlukları teşhir eden. Batı Trakya Türklerine Türkçe ders kitabı yazan. Sayınız. Yunanistanda yaşayan Marksist kökenli bir Rum olan bir inşaat mühendisinin Mülkiyede siyaset bilimi doktorası yaparak İslamcı Zaman gazetesinde köşe yazarı olması, kültürel olarak parçalanmış Türkiyede parçalar arası ortak bir dil araması bunun sonuçlarından sadece biri olsa gerek. Ve bu sonucun anlamının üzerinde durmak gerek Zamanda çıkan yazılardan oluşan bu kitabın ciddi özellikleri var: Hem Türkiyede hem Yunanistanda okunacak biçimde yazılmış olması. Hiç taraf tutmadan, her iki tarafın da zülfü yârine dokunması. Dokunulmaz temalara saldırması: Tarihin bizi nasıl köleleştirdiği. Öğrenilen ulusal/dinsel kimliklerin bizi nasıl birbirimizin gözünü oymaya götürdüğü. Bunları AB felsefesi ve ilkeleri bağlamında mutlaka aşmak gerektiği. Son bölüm, yeni Türkiyeyi tahlil açısından daha da ilginç gelebilir: Milliyetçiliği yermek yüzünden Türk ulusalcılarının kendisine ve yazdığı gazeteye yönelttiği saldırılara karşı solcuların değil İslamcıların destek vermesi olayı. Bu husus, daha düne kadar din ile milliyetçiliğin can ciğer kuzu sarması olduğu bir Türkiyede, İslamcı hareketin ekonomik ve toplumsal gelişmeler sonucu nasıl kendi klasik kalıpları dışına çıkmaya başladığına ilişkin ipuçları verebilir. Baskın Oranın bu kitaba yazdığı Önsözden.
Kapat