Bir Zamanlar İstanbul

Stok Kodu:
9789757119005
Boyut:
295-330
Sayfa Sayısı:
307
Basım Yeri:
İstanbul
Basım Tarihi:
1996-12
0,00
9789757119005
40140
Bir Zamanlar İstanbul
Bir Zamanlar İstanbul
0.00
Erdal İnönü'nün anıları Türkiye Cumhuriyeti'nin 1930'lardan 1990'lara uzanan öyküsünü yansıtıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Erdal İnönü'nün yaşam çizgileri farklı biçimlerde örtüşüyor. Erdal İnönü çocukluk ve gençlik evresinde Cumhuriyet'in kuruluş ve atılım dönemini, ardından İkinci Dünya Savaşı'ndaki zorlu yılları en kritik bir noktadan izleme olanağını buluyor. Başarılı bir akademik yaşamın ardından 1980'li yıllarda Erdal İnönü bu kez Türkiye siyasetinin merkezinde yer alıyor. Erdal İnönü kitabında tarihin kendisine sunduğu bu "ayrıcalıklı tanıklık"ı okurlarıyla paylaşıyor. Yalın bir dille ve iyi tanıdığımız esprili, alçak gönüllü üslubuyla sunduğu anılarında, Türkiye'nin geçmişten günümüze ve geleceğe uzanan dönüşümünü aydınlatıyor. Genelde tarih sırası içinde verilen olaylara zaman zamanu bugünün penceresinden getirilen yorumlar ve değerlendirmeler kitaba ayrı bir renk katıyor. Bu değerlendirmelerle ilk gençlik yıllarından bu yana bilim, felsefe ve sanatta iç içe geçmiş bir yaşamdan süzülmüş dersler yansıyor.

"Stuttgart'ta 7 Mayıs 1996 günü Türk-Alman Dostluk Derneği'nin davetlisi olarak akşam yemeğinden sonra bir konuşma yaptım. Konuşmanın başında beni tanıtan dernek başkanı özgeçmişimi yukarıdan aşağı okudu. Ben de mecburen dinlerken, '6 Haziran 1926'da İsmet İnönü'nün oğlu olarak doğdu,' demesi dikkatimi çekti. Bana sıra gelince, 'Önce sayın dernek başkanının izniyle bir cümlesini düzeltmek istiyorum,' dedim ve devam ettim: '6 Haziran 1926'da İsmet İnönü'nün oğlu olarak doğduğumu söyledi. Oysa ki ben, 6 Haziran 1926'da İsmet İnönü'nün ve Mevhibe İnönü'nün oğlu olarak doğdum.' Bunu söyleyince salonda gülüşmelerle beraber bir alkış koptu. Ben de ekledim: 'Zaten normali de budur.'"
"Kartay ile Durakoğlu'nun bu son çabası SODEP'i seçimlere sokamadı, ama siyasal tarihimize ve dünya hukuk yazınına eşi az bulunur bir ibret belgesi sağladı. Arkrasında fiziksel güç olmazsa, hukuk ilkelerinin de uygulanamayacağının çarpıcı bir kanıtını verdi."
"Gazetecilere, 'Sağlıklı bir demokrasi için siyasal partiler arasında uygar ilişkiler bulunmasına özen gösterdiğimizi,' söyledim. 'Sağlıklı demokrasi' sözü o günlerde benim de, başka birçok yeni siyasetçinin de ağzından düşmeyen bir deyimdi. Sadece demokrasi istemenin yeterli olmadığını, demokratik sistemi halkın yararına kesintisiz işletebilmek için ayrı bir özen gerektiğini yakın geçmişimizin acı deneyimleri ortaya koymuştu."
(Arka Kapak)
Erdal İnönü'nün anıları Türkiye Cumhuriyeti'nin 1930'lardan 1990'lara uzanan öyküsünü yansıtıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Erdal İnönü'nün yaşam çizgileri farklı biçimlerde örtüşüyor. Erdal İnönü çocukluk ve gençlik evresinde Cumhuriyet'in kuruluş ve atılım dönemini, ardından İkinci Dünya Savaşı'ndaki zorlu yılları en kritik bir noktadan izleme olanağını buluyor. Başarılı bir akademik yaşamın ardından 1980'li yıllarda Erdal İnönü bu kez Türkiye siyasetinin merkezinde yer alıyor. Erdal İnönü kitabında tarihin kendisine sunduğu bu "ayrıcalıklı tanıklık"ı okurlarıyla paylaşıyor. Yalın bir dille ve iyi tanıdığımız esprili, alçak gönüllü üslubuyla sunduğu anılarında, Türkiye'nin geçmişten günümüze ve geleceğe uzanan dönüşümünü aydınlatıyor. Genelde tarih sırası içinde verilen olaylara zaman zamanu bugünün penceresinden getirilen yorumlar ve değerlendirmeler kitaba ayrı bir renk katıyor. Bu değerlendirmelerle ilk gençlik yıllarından bu yana bilim, felsefe ve sanatta iç içe geçmiş bir yaşamdan süzülmüş dersler yansıyor.

"Stuttgart'ta 7 Mayıs 1996 günü Türk-Alman Dostluk Derneği'nin davetlisi olarak akşam yemeğinden sonra bir konuşma yaptım. Konuşmanın başında beni tanıtan dernek başkanı özgeçmişimi yukarıdan aşağı okudu. Ben de mecburen dinlerken, '6 Haziran 1926'da İsmet İnönü'nün oğlu olarak doğdu,' demesi dikkatimi çekti. Bana sıra gelince, 'Önce sayın dernek başkanının izniyle bir cümlesini düzeltmek istiyorum,' dedim ve devam ettim: '6 Haziran 1926'da İsmet İnönü'nün oğlu olarak doğduğumu söyledi. Oysa ki ben, 6 Haziran 1926'da İsmet İnönü'nün ve Mevhibe İnönü'nün oğlu olarak doğdum.' Bunu söyleyince salonda gülüşmelerle beraber bir alkış koptu. Ben de ekledim: 'Zaten normali de budur.'"
"Kartay ile Durakoğlu'nun bu son çabası SODEP'i seçimlere sokamadı, ama siyasal tarihimize ve dünya hukuk yazınına eşi az bulunur bir ibret belgesi sağladı. Arkrasında fiziksel güç olmazsa, hukuk ilkelerinin de uygulanamayacağının çarpıcı bir kanıtını verdi."
"Gazetecilere, 'Sağlıklı bir demokrasi için siyasal partiler arasında uygar ilişkiler bulunmasına özen gösterdiğimizi,' söyledim. 'Sağlıklı demokrasi' sözü o günlerde benim de, başka birçok yeni siyasetçinin de ağzından düşmeyen bir deyimdi. Sadece demokrasi istemenin yeterli olmadığını, demokratik sistemi halkın yararına kesintisiz işletebilmek için ayrı bir özen gerektiğini yakın geçmişimizin acı deneyimleri ortaya koymuştu."
(Arka Kapak)
Kapat