Hatay'daki Ulaştırma Politikaları Vatan'ın Son Parçası

Stok Kodu:
9789750518737
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
456
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9789750518737
223129
Hatay'daki Ulaştırma Politikaları
Hatay'daki Ulaştırma Politikaları Vatan'ın Son Parçası
0.00
?Hatay'ın Türkiye'ye katılması sonrasında vatandaşın Türkçe
konuşması istendi, bu yüzden ufak tefek baskılar da oldu. Herkes
Türkçe'yi, şükürler olsun, çok güzel konuşmaya başladı. [...] Bir
cumhuriyet savcısı vardı Antakya'da. Aşur Bey diye bir adamcağız. [...]
Doğumevine giderken bizim okulun önünden geçer, biz de top oynardık
orada. Top oynarken herkes Arapça konuşuyor haliyle. Arapça
konuşurken Aşur Bey dururdu orada, iki elini arkasına koyar, ?Arapça
konuşma!' diye bağırırdı. [...] Yani baskı da olmasın, ?Arapça konuşma',
yahu konuşacak, adamın anadili."
Hatay'ın Türkiye'ye ilhakı, şimdiye kadar daha çok uluslararası
ilişkiler ve diplomasi tarihi bağlamında incelendi. Levent Duman,
ayrıntılı incelemesinde, bu olayın ?iç politik" işlevini aydınlatıyor.
Kitapta Hatay'ın ilhakı, Türk milliyetçiliğinin inşa süreci bağlamında
ele alınıyor. Bu ilhakın, Türk etno-merkezciliğinin ve Türk dil-tarih
tezlerinin geliştirilmesindeki rolünü, örnekleriyle, bütün canlılığıyla
görüyoruz. Arap Alevilerinin aslında ?Eti Türkleri" olduğu tezi, bunun
çıplak bir örneği...
Bu deneyim aynı zamanda, bir somut vatanın, bir beşeri coğrafyanın
kendine özgü yapısının, bağlandığı anavatana uydurulmasının
hikâyesidir. Hazin bir homojenleştirme hikâyesi...
Levent Duman, kitabın sonunda, bu tarihsel deneyimi bugünün
Hatay'ına bakarak da sorguluyor. Hatay'ın farklılıklar ve çoğulculuk
mirasından geriye, ?risklerden arınmış" yapay bir ?hoşgörünün" mü
kaldığını sorarak...
?Hatay'ın Türkiye'ye katılması sonrasında vatandaşın Türkçe
konuşması istendi, bu yüzden ufak tefek baskılar da oldu. Herkes
Türkçe'yi, şükürler olsun, çok güzel konuşmaya başladı. [...] Bir
cumhuriyet savcısı vardı Antakya'da. Aşur Bey diye bir adamcağız. [...]
Doğumevine giderken bizim okulun önünden geçer, biz de top oynardık
orada. Top oynarken herkes Arapça konuşuyor haliyle. Arapça
konuşurken Aşur Bey dururdu orada, iki elini arkasına koyar, ?Arapça
konuşma!' diye bağırırdı. [...] Yani baskı da olmasın, ?Arapça konuşma',
yahu konuşacak, adamın anadili."
Hatay'ın Türkiye'ye ilhakı, şimdiye kadar daha çok uluslararası
ilişkiler ve diplomasi tarihi bağlamında incelendi. Levent Duman,
ayrıntılı incelemesinde, bu olayın ?iç politik" işlevini aydınlatıyor.
Kitapta Hatay'ın ilhakı, Türk milliyetçiliğinin inşa süreci bağlamında
ele alınıyor. Bu ilhakın, Türk etno-merkezciliğinin ve Türk dil-tarih
tezlerinin geliştirilmesindeki rolünü, örnekleriyle, bütün canlılığıyla
görüyoruz. Arap Alevilerinin aslında ?Eti Türkleri" olduğu tezi, bunun
çıplak bir örneği...
Bu deneyim aynı zamanda, bir somut vatanın, bir beşeri coğrafyanın
kendine özgü yapısının, bağlandığı anavatana uydurulmasının
hikâyesidir. Hazin bir homojenleştirme hikâyesi...
Levent Duman, kitabın sonunda, bu tarihsel deneyimi bugünün
Hatay'ına bakarak da sorguluyor. Hatay'ın farklılıklar ve çoğulculuk
mirasından geriye, ?risklerden arınmış" yapay bir ?hoşgörünün" mü
kaldığını sorarak...
Kapat