Osmanlı Döneminde Muhtarlık ve İhtiyar Meclisi (1829-1871)

Stok Kodu:
9786054907441
Boyut:
13,5 x 21 cm
Sayfa Sayısı:
xv+200
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-11
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
200,00
Taksitli fiyat: 12 x 21,33
Aynı gün kargo
9786054907441
216610
Osmanlı Döneminde Muhtarlık ve İhtiyar Meclisi (1829-1871)
Osmanlı Döneminde Muhtarlık ve İhtiyar Meclisi (1829-1871)
200.00

Osmanlı Devletinde uzun süre varlığını devam ettiren yeniçeri ocağının kaldırılması, merkezi ve mahalli düzeyde değişimin ve yenileşmenin başlaması açısından bir dönüm noktasıdır. Nitekim II. Mahmud, bu ocağı kaldırdıktan sonra ortaya çıkan yeni koşullar içerisinde bir seri yeni kurum teşkil etme yoluna gitti. Bu doğrultuda, bir yandan güvenliği sağlamak amacıyla ülke içi seyahati belli kurallara bağlarken, öte yandan köy ve mahalle bazında asayişi ve halkın refahını temin etmek üzere muhtarlık nizamını teşkil etti. İlk önce İstanbulda icra edilen bu usul, Kastamonuda meydana gelen bir olay üzerine orada uygulamaya konuldu ve ardından padişahın onayı alınarak da ülke çapına yaygınlaştırıldı. Bu süreçte muhtarlar, Müslüman köy ve mahallelerinde imamlarla birlikte iş görürken gayrimüslim yerleşim birimlerinde ise kocabaşı, çorbacı, kâhya ve muhbirler ile din adamları etkili oldu. 1864 yılında çıkarılan ilk vilayet nizamnamesiyle birlikte daha sistemli bir hal alan bu idari yapıya bir de ihtiyar meclisleri eklendi. Bundan sonra artık muhtarların yanında olmak üzere ve belli özellikleri taşımak şartıyla seçilen kişilerden müteşekkil meclisler de faaliyet göstermeye başladı. Akabinde 1871 yılında yayımlanan nizamname de mevcut yapıyı devam ettirdi.
Köy ve mahallelerdeki varlığını sürdürmekte olan muhtarlık ve ihtiyar meclislerinin tarihini açıklayan bu kitapta birinci el kaynaklar, arşiv vesikaları, döneme ait basılı kitap ve gazeteler ile bu konular üzerine yapılan araştırma eserler bolca kullanılmıştır. Özellikle 1864 tarihli nizamnameden öncesindeki dönem hakkında spesifik bilgiler vermek suretiyle günümüzde mevcut olan bir idari yapının bilinmeyen yönlerini açıklayan bu çalışma, konunun meraklılarına tatmin edici bilgiler sunarken akademik eser ortaya koyan tarihçiler ile kamu yönetimi alanında araştırma yapan kişilere de önemli katkılar sağlayacaktır.

Osmanlı Devletinde uzun süre varlığını devam ettiren yeniçeri ocağının kaldırılması, merkezi ve mahalli düzeyde değişimin ve yenileşmenin başlaması açısından bir dönüm noktasıdır. Nitekim II. Mahmud, bu ocağı kaldırdıktan sonra ortaya çıkan yeni koşullar içerisinde bir seri yeni kurum teşkil etme yoluna gitti. Bu doğrultuda, bir yandan güvenliği sağlamak amacıyla ülke içi seyahati belli kurallara bağlarken, öte yandan köy ve mahalle bazında asayişi ve halkın refahını temin etmek üzere muhtarlık nizamını teşkil etti. İlk önce İstanbulda icra edilen bu usul, Kastamonuda meydana gelen bir olay üzerine orada uygulamaya konuldu ve ardından padişahın onayı alınarak da ülke çapına yaygınlaştırıldı. Bu süreçte muhtarlar, Müslüman köy ve mahallelerinde imamlarla birlikte iş görürken gayrimüslim yerleşim birimlerinde ise kocabaşı, çorbacı, kâhya ve muhbirler ile din adamları etkili oldu. 1864 yılında çıkarılan ilk vilayet nizamnamesiyle birlikte daha sistemli bir hal alan bu idari yapıya bir de ihtiyar meclisleri eklendi. Bundan sonra artık muhtarların yanında olmak üzere ve belli özellikleri taşımak şartıyla seçilen kişilerden müteşekkil meclisler de faaliyet göstermeye başladı. Akabinde 1871 yılında yayımlanan nizamname de mevcut yapıyı devam ettirdi.
Köy ve mahallelerdeki varlığını sürdürmekte olan muhtarlık ve ihtiyar meclislerinin tarihini açıklayan bu kitapta birinci el kaynaklar, arşiv vesikaları, döneme ait basılı kitap ve gazeteler ile bu konular üzerine yapılan araştırma eserler bolca kullanılmıştır. Özellikle 1864 tarihli nizamnameden öncesindeki dönem hakkında spesifik bilgiler vermek suretiyle günümüzde mevcut olan bir idari yapının bilinmeyen yönlerini açıklayan bu çalışma, konunun meraklılarına tatmin edici bilgiler sunarken akademik eser ortaya koyan tarihçiler ile kamu yönetimi alanında araştırma yapan kişilere de önemli katkılar sağlayacaktır.

Kapat