Osmanlı ve Avrupalılar

Stok Kodu:
9789758717903
Boyut:
145-215
Sayfa Sayısı:
308
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
9789758717903
181508
Osmanlı ve Avrupalılar
Osmanlı ve Avrupalılar
0.00
Osmanlı'nın Avrupa ile ilişkisi basit bir etkileyen ve etkilenen düzleminde görülemez. Eğer böyle olsaydı toplumların üstünlükleri veya gerileme nedenleri sıradan koşullarla izah edilmiş olacaktı. Bugüne dek Avrupa ile olan inişli çıkışlı ve muhataralı akıl/gönül ilişkisinde Batıcı, geleneksel ve sol çevreler basit bir güç denklemiyle yola koyuldular. Taraflardan gelen her türlü modernleşme/kalkınma/gelişme teklifi yaşanılan sürecin hal ve ahvalini bir dereceye kadar açıklayabilirdi. Ki bu teklifler çoğu zaman bir 'tepki'yi dile getiriyordu. Bunun ötesinde zihniyet bakımından sahici bir yüzleşmeye gidilmedi ve geniş düşünce modelleri kurulamadı. Kısmî yaklaşımlar, mesela Osmanlı'nın yükseliş ve düşüş tablosu üzerinde durulması saf bir amatör tarihçinin tarihimizi bilmiyoruz sızlanışına benzeyecektir. Esas sorulması gereken, Osmanlı'daki oyunun kuralı ne idi? Fetih ve kahretmeye dayalı bir düzen hangi moral motivasyonlarından besleniyordu? Güç ve otorite karşısında her daim aman dileyenlerin davranış kalıpları, üretim ve tüketim alışkanlıkları ne tür bir gelenek içerisinde şekilleniyordu? (Geçmişteki gündelik hayatın reflekslerinin bugüne de fazlasıyla sirayet etmesi bu sebepledir. İyi ve kötü yönleriyle.) Neticede, 'birey'den yola çıkarak 'dünya sistemi'ni oluşturan toplumların 'ortak zihniyeti'nin ve ayrıksılıklarının görülebilmesi, bunun için de her türlü tarihsel, kültürel, etnografik ve antropolojik araştırmaya daha çok gereksinim vardır.

Oğuz Adanır, MarcBloch, MarcelMauss, LucienLévy-Bruhl, FernandBraudel, Karl Polanyi ve Jean Baudrillard gibi farklı kulvarların temsilcileriyle Türk düşünce tarihinde kalıcı izler bırakmış Hilmi Ziya Ülken, Sabri Ülgener ve Niyazi Berkes gibi aydınların düşüncelerini karşılaştırarak evrensel tarihî bir konjonktürün nasıl yakalanabileceğinin imkânını aramaktadır. Bu yönüyle bütünlüklü bir zihniyet tarihi okumasına girişmekte ve aykırı bir sentez çalışmasını yeniden gündeme getirmektedir.
Osmanlı'nın Avrupa ile ilişkisi basit bir etkileyen ve etkilenen düzleminde görülemez. Eğer böyle olsaydı toplumların üstünlükleri veya gerileme nedenleri sıradan koşullarla izah edilmiş olacaktı. Bugüne dek Avrupa ile olan inişli çıkışlı ve muhataralı akıl/gönül ilişkisinde Batıcı, geleneksel ve sol çevreler basit bir güç denklemiyle yola koyuldular. Taraflardan gelen her türlü modernleşme/kalkınma/gelişme teklifi yaşanılan sürecin hal ve ahvalini bir dereceye kadar açıklayabilirdi. Ki bu teklifler çoğu zaman bir 'tepki'yi dile getiriyordu. Bunun ötesinde zihniyet bakımından sahici bir yüzleşmeye gidilmedi ve geniş düşünce modelleri kurulamadı. Kısmî yaklaşımlar, mesela Osmanlı'nın yükseliş ve düşüş tablosu üzerinde durulması saf bir amatör tarihçinin tarihimizi bilmiyoruz sızlanışına benzeyecektir. Esas sorulması gereken, Osmanlı'daki oyunun kuralı ne idi? Fetih ve kahretmeye dayalı bir düzen hangi moral motivasyonlarından besleniyordu? Güç ve otorite karşısında her daim aman dileyenlerin davranış kalıpları, üretim ve tüketim alışkanlıkları ne tür bir gelenek içerisinde şekilleniyordu? (Geçmişteki gündelik hayatın reflekslerinin bugüne de fazlasıyla sirayet etmesi bu sebepledir. İyi ve kötü yönleriyle.) Neticede, 'birey'den yola çıkarak 'dünya sistemi'ni oluşturan toplumların 'ortak zihniyeti'nin ve ayrıksılıklarının görülebilmesi, bunun için de her türlü tarihsel, kültürel, etnografik ve antropolojik araştırmaya daha çok gereksinim vardır.

Oğuz Adanır, MarcBloch, MarcelMauss, LucienLévy-Bruhl, FernandBraudel, Karl Polanyi ve Jean Baudrillard gibi farklı kulvarların temsilcileriyle Türk düşünce tarihinde kalıcı izler bırakmış Hilmi Ziya Ülken, Sabri Ülgener ve Niyazi Berkes gibi aydınların düşüncelerini karşılaştırarak evrensel tarihî bir konjonktürün nasıl yakalanabileceğinin imkânını aramaktadır. Bu yönüyle bütünlüklü bir zihniyet tarihi okumasına girişmekte ve aykırı bir sentez çalışmasını yeniden gündeme getirmektedir.
Kapat