Osmanlıya Dair Hikayat

Stok Kodu:
9789753420891
Boyut:
131-195
Sayfa Sayısı:
112
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
6
Basım Tarihi:
2000-11
0,00
9789753420891
28823
Osmanlıya Dair Hikayat
Osmanlıya Dair Hikayat
0.00
Osmanlıya dair Hikâyat, Murathan Mungan'ın 1981'de yayımlanan ilk şiir kitabı. Kitap, I'den XXX'e kadar giden kıssalar halindedir. Şair 1978 yılının Mart-Temmuz ayları arasında tamamladığı kitabından kimi kıssaları ilk kez Birikim, Edebiyat Cephesi, Oluşum, Yeni Sanat, Eleştiri gibi dergilerde yayımlamıştı. Burada ilk kıssayı sunuyoruz:

Kıssa I

osmanlı ki bir tarihin okyanusu
fütühat kaftanı her dem belirgin
oysa kımıltısız bir devletin tarihle tenakuzu
çatlamış bir zamanın solgun nakşında tedirgin
güneş kırığı bir vitraydan musallat
birkaç ışık lekesine katık
vakitsiz bir semai sokağın osmanlı eylülünde akşam
bir konağın ağır açılan kapılarından
sultaniyegâh bir gurubun seyrine kalktık

menekşe kuytularında devrik bir padişah boynunu akıtır
bizse bir faslın ağır açılan sandallarından
suların halayık dalgalarla üftadegânına
usuldan bir tutam muhabbet kattık
sırmalı peşkire bürünmüş bir akşam sofrasında
biz ki her meşrutiyeti
devrik bir laledan boynundan karanlık hissemizle
bir istibdat aruzunda yaşadık
oysa yine de çalamadık takvimimizi eksik zaman asırlarından
çünkü tarihi kotarmada bizler yalnızca baharattık
ve hâlâ bir yeniçeri ocağına hoyrat kanayan ıstanbul
yeditepenin osmanlı kasıklarından
Osmanlıya dair Hikâyat, Murathan Mungan'ın 1981'de yayımlanan ilk şiir kitabı. Kitap, I'den XXX'e kadar giden kıssalar halindedir. Şair 1978 yılının Mart-Temmuz ayları arasında tamamladığı kitabından kimi kıssaları ilk kez Birikim, Edebiyat Cephesi, Oluşum, Yeni Sanat, Eleştiri gibi dergilerde yayımlamıştı. Burada ilk kıssayı sunuyoruz:

Kıssa I

osmanlı ki bir tarihin okyanusu
fütühat kaftanı her dem belirgin
oysa kımıltısız bir devletin tarihle tenakuzu
çatlamış bir zamanın solgun nakşında tedirgin
güneş kırığı bir vitraydan musallat
birkaç ışık lekesine katık
vakitsiz bir semai sokağın osmanlı eylülünde akşam
bir konağın ağır açılan kapılarından
sultaniyegâh bir gurubun seyrine kalktık

menekşe kuytularında devrik bir padişah boynunu akıtır
bizse bir faslın ağır açılan sandallarından
suların halayık dalgalarla üftadegânına
usuldan bir tutam muhabbet kattık
sırmalı peşkire bürünmüş bir akşam sofrasında
biz ki her meşrutiyeti
devrik bir laledan boynundan karanlık hissemizle
bir istibdat aruzunda yaşadık
oysa yine de çalamadık takvimimizi eksik zaman asırlarından
çünkü tarihi kotarmada bizler yalnızca baharattık
ve hâlâ bir yeniçeri ocağına hoyrat kanayan ıstanbul
yeditepenin osmanlı kasıklarından
Kapat